1479-1550 yılları arasında hüküm süren son Dülkadiroğlu Beyi Alaüddevle Bozkurt Bey zamanında yapılmıştır. Kesin yapılış tarihi bilinmemektedir. Eski camiden günümüze sadece minaresi kalmıştır.
Mevcut yeni cami 1903-1909 yılları arasında halk tarafından imece usulü ile yaptırılmıştır. Toplanan para kubbe yapımına yetmeyince Sultan Abdülhamit’ten yardım alınmıştır. Mimarı Armenak, ustabaşısı ise Kirkor’dur. İnşaat sırasında Gaziantep’in 32 mahallesinden gönüllüler çalışmıştır.
Minarede Memlûk sanatının etkileri görülür.Uzun Çarsı’nın batısında Eski Saray Caddesi’ndedir. Halk arasında Ali Dola Camii de denilmektedir. Alaüddevle, Maraş’ta hakimiyet sürdüren Dulkadiroğlu Beyliği’nin son beyidir. Caminin yapım tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber camiyi yaptıran Alaüddevle’nin, 1515 yılında vefat ettiği düşünülürse bu tarihten önce yaptırıldığı ortaya çıkmaktadır. Sadece minaresi yıkılmadan günümüze ulaşabilen cami, 1901 yılında giriş yüzü siyah ve beyaz taşlardan tek kubbeli olarak yeniden yapılmıştır
Hıristiyan sanatında görülen kemer içindeki küçük sütunlu pencere ve üzerinde yuvarlak bir pencereden oluşan sistem burada da uygulanmaktadır. Mihrabın üçgen bir alınlık içine alınması, yine kiliselerden alınma bir özelliktir. Ayrıca yan duvar pencerelerinin etraf silmelerinin büyük ebatta yapılmaları ve içerideki mihrap süslemeleri ise barok özellikleri ihtiva eder.
Evliya Çelebi Seyahatnamesinde bu cami “Sultan Alaüddevle Camisi” olarak tanıtılmıştır. Vakıflar Genel Müdürlüğü arşivinde Alaüddevleye ait 4 adet vakfiye bulunmaktadır. Bunlardan hicri 906 (Miladi 1506) tarihli Arapça vakfiyede Dulkadiroğlu Beyliği’nin diğer yerleşmelerinde inşa edilen yapılarla birlikte “Ayıntab şehrinde de yeni bir camii inşa edildiğinden” de söz edilmektedir. Ayrıca Başbakanlık Osmanlı Arşivinde 1557 yılına ait Ayıntab Vakıf Defteri ile Halep Evkaf Defteri’nde de camiye gelir temin edilmesi ile ilgili bilgilere rastlanmaktadır.
Gaziantepli ünlü araştırmacı Cemil Cahit Güzelbey (1908-1995) harabe halindeki eski caminin yıkılıp yerine bugünkü caminin inşa edilişini babasından aldığı bilgilere ve bu işin içinde olan kişilere dayandırarak yayınlamıştır. Eski camii 1898 yılında yıkılmış enkazı 200-300 metre ilerideki Kale’nin hendeğine doldurulmuştur. Caminin mimarının Ermeni azınlıktan Ermenak Efendi olduğu ve yapının kentte diğer önemli yapıları da inşa etmiş olan Kirkor Usta tarafından yapıldığı bilinmektedir. Cami inşasında halktan toplanan paralar yeterli olmadığından kubbe yapımında 2. Abdülhamit Han’ın gönderdiği paralar kullanılmıştır.Son cemaat yeri bulunamayan binanın tromplarla geçişi sağlaanan tek kubbesi, yaklaşık 15.30 m. kaadardır. Minare ile cami arasında küçük bir aralık mevcuttur.
Harap durumda olan cami, beş yıl süaren imeceyle, her mahalle halkının birer gün çalışması sonucu 1901 yılında tekarar ibadet edilecek hale getirilmiş ve bu münasebetle mihrap üzerine, metni Haacı Abdullah Edib Efendi’ye ait olan bir kitabe konulmuştur. İstiridye kabuğu nişli mihrap ile minber ve vaiz kürsüsü de bu dönemde yenilenmiştir. Hristiyan sanatında görülen, kemer içerisinde yer alan küçük sütunlu pencere ve üzerindeki yuvarlak bir pencereden meydana gelen sistem burada da uygulanmıştır. Mihrabın üçgen bir alınlık içerisine yerleştirilmesi yine kiliselerde görülen bir özelliktir. Ayrıca yan duvar pencerelerindeki etraf silmelerinin büyük ebatlarda yapılması ve içerideki mihrap süslemeleri ise barok özellikleri yansıtır.
Alıntı: Gaziantep Tarih ve Kültür Arşivi (Aintap Data 6) Facebook Sayfası